uluburun tanrıca Cevat Şakir Balıkcı , Bodrum kalesi italyan ve Fransiz kuleleri Satrap Mausolos British Museum heykeli, Bodrum Sualtı arkeoloji müzesinde Anforalar, Bodrum Sualtı arkeoloji Müzesi'ndeki Karyalı prenses resmi, Aziz Yohannes John Şövalyelerinin inşa ettiği Bodrum kalesi, Uluburun batığı dalgıç başlığı kolyesi, Halikarnas Balıkçısının fotoğrafı BODRUM REHBERİN

Sitede arama yapma

EFES ANTİK KENTİ

Efes
Bodrum’dan 2  saat mesafede bulunan Efes, antik dünyanın en önemli ve en iyi korunmuş antik şehirlerinden biridir. Son yıllarda yapılan kazılarda tarihi Neolitik çağa kadar inen Efes,  küçük Menderes'in getirdiği alüvyonlar nedeni ile defalarca yerini değiştirmek zorunda kalmıştır. İlk yerleşmelerin Ayasuluk tepesi ve Artemis tapınağı çevresinde olan Efes, daha sonraki Bülbül ve panayır dağları arasındaki bölgeye İskender’in generallerinden Lyzmahos tarafından taşınmıştır. Bu bölgede bin yıldan uzun bir süre yaşamını devam ettiren Efes şehri  daha sonra tekrar Ayasoluk bölgesine taşınmıştır.
İngiliz arkeolog Wood’un Artemis tapınağını bulması ile başlayan Efes kazıları daha sonra Avusturyalı arkeologlar tarafından günümüze kadar devam ettirilmiştir. Bilim adamlarına göre bugüne kadar Efes'in sadece %13' u kazılmıştır. Roma çağında nüfusu 400.000 kişiye ulaştığı sanılan Efes, bu dönemde Romanın Asya eyaletinin merkezi olmuştur. Bütün imparatorların ilgi gösterdiği Efes, özellikle Augustus  zamanında büyük yapı faaliyetlerine şahit olmuştur. Zaman zaman büyük zelzelelerle tahrip olan şehir her defa daha görkemli bir şekilde yeniden inşa edilmiştir.  Birçok ünlünün ziyaret ettiği Efes, erken Hristiyanlık döneminde antik dünyanın en önemli şehirlerinden biri olmuştur. MS 1 yüzyıl ortasında aziz Paulos’un iki defa ziyaret ettiği Efes, Aziz Yohannes ve Meryem Ana’nın da gelişine şahit olmuştur.  Patmos adasından Anadolu'da 7 şehirdeki ilk Hristiyanlara yazılan mektuplardan birincisi Efes şehri için yazılmıştır. Antonius ve Cleopatra’nın ziyaret ettiği Efes de, Cleopatra’nın kız kardeşi Arsinoe Romalı askerler tarafından öldürülmüş.

Efes’i ziyaret edenler öncelikle antik çağlarda dünyanın 7 harikasından birisi olan Artemis tapınağı ile başlamalıdırlar. Şehrin ilk yerleşme yeri ilan bu bölge binlerce yıl önce ana tanrıça ve Artemis kültüne tapanların daha sonra Hristiyanların  ve Müslümanların ibadet ettiği yapılarla donatılmıştır. Burada Artemis Tapınağı kalıntıları, Aziz Jean kilisesi ve Isa bey camii yan yana görülür.
Efes ziyaretine üst kapıdan başlamak ziyaretçileri daha az yoracaktır. Şehrin büyük bir kısmı hala toprak altında olduğu için ziyaret sırasında kazılan ana caddeler ve bu ana caddeler üzerindeki yapılar görülür. Üst kapıdan itibaren Efes'in resmi törenleri yapıldığı devlet agorasında, şehir meclisinin toplandığı buleterion ve belediye binası burada göze çarpan ilk binalardır.  Aşağı doğru inen yol sizi Memnius  anıtına ve Domitian tapınağına götürür. Herakles kapısından sonra ziyaretçi kendisi ünlü Curetler caddesinde bulur. Bu cadde üzerinde Trajan Çeşmesi Hadrian tapınağı, yamaç evler, Cleopatra’nın kız kardeşi Arsinoe’nin mezarı ve şehrin kurucusu Androclos’un anıtı gibi önemli yapılar bulunur. Şüphesiz Efes’te bulunan  en göz alıcı yapı restore edilen Celsus kitaplığıdır ve adeta Efes'in sembolü haline gelmiştir. Burada ticari pazar yerinin restore edilmiş anıtsal kapısı da görülür. Selsus kitaplığının tam karşısında ise Efes'in Aşk evleri yer alır.
Burada başlayan ünlü mermer cadde bizi Efes tiyatrosuna götürür. 24.000 kişilik bu antik tiyatro günümüzde konserler İçinde kullanılır. Tiyatro’dan başlayan ve antik limanda sona eren ve antik çağda geceleri ışıklandırılan  ünlü liman caddesi günümüzde de bütün ihtişamı ile durur.
Liman caddesinden kısa bir yürüyüş bizi okumenik konsülün yer aldığı Meryem Ana kilisesine götürür.